Herhalde 2011 seçimleri tarihimizin en aşağılık komplolarının yer aldığı seçim olarak geçecek tarihe.
Önce Deniz Baykal bir kasetle CHP’nin liderliğinden devrildi.
Ardından MHP’nin yöneticilerine ait kasetler döküldü ortaya.
MHP’nin tepe yönetimi seçime üç hafta kala biçildi.
Onun da ötesinde, muhafazakarların nezdinde MHP’nin prestijine büyük bir darbe vuruldu.
Bütün bunlar belli ki büyük bir planın parçaları olarak gerçekleşiyor.
Bu kasetleri çekenlerin öyle sıradan “amatörler” olmadığı açıkça ortada.
Düşünsenize, MHP yöneticilerini tek tek izliyorlar, hepsinin ilişkilerini saptıyorlar, evlere giriyorlar, salonlara, odalara kameralar yerleştiriyorlar.
Bunlar, öyle sıradan insanların becerebileceği işler değil.
Ancak özel yetiştirilmiş örgütlü profesyoneller yapabilir bunları.
CHP’nin liderini, MHP’nin bütün yöneticilerini ve şu anda bilmediğimiz birçok insanı izleyip, evlerine, salonlarına, odalarına kameralar yerleştirip kayıtlar yapabilecek çapta büyük bir örgütün bu ülkenin hiçbir istihbarat birimi tarafından “saptanamaması”, izlerinin bulunamaması, bu devlete olan ya da olmayan güveni daha da zedeleyecektir.
Bir devlet, ülkenin siyasetine böyle “bel altından” vuracak, ülke siyasetini kasetlerle “biçimlendirecek” bir gücün varlığına izin vermez.
MHP’nin bundan sonra yaşayacağı siyasi sonuçlara “halk” karar vermeyecek.
MHP’nin geleceğini “bir gizli örgüt” belirleyecek.